İnsanoğlunun ilk yazılı kafa yapıtı, bundan tam beş bin sene öncesinden bizlere ulaşan bir mirası okumak paha biçilemezdi.
Gılgamış Destanı, Akat ve Sümer dillerinde yazılmış tabletlerden derlenmiştir. Bunlardan günümüze 12 tablet kalabilmiştir. Ama bu tabletler noksan olduğu için destan metninin tamamı günümüze ulaşamamıştır.
Destanda yinelenen şiirler çok fazla, bunun nedeni ise bu yapıtların dinsel törenlerde, topluluklar karşında özel bir ezgiyle söylenmesidir. Gılgamış destanının o dönemde okuyucuları yoktu, dinleyicileri vardı. Sait Maden çevirisi öyle güzel ki, okuduğunuzda binlerce sene öncesine ait bir destanı zorlanmadan anladığınızı fark edeceksiniz.
Destanımızın kahramanı Gılgamış ölümsüzlüğü arayan sert ve acımasız bir kraldır. En yakın arkadaşı Enkidu ise onunla başa çıkması için Tanrıça Aruru tarafından kilden yoğrulan ve hayvanlar arasında büyüyen bir adam. Gılgamış Tanrıça İştar’ın evlenme teklifini reddedince, tanrıça onu öldürmesi için bir boğa gönderir. Boğanın ve Humbaba’nın öldürülmesine yardım eden Enkidu tanrılar tarafından ölüme mahkum edilir. Enkidu’nun ölümünden sonra Gılgamış ağıt yakar ve dostunun altın yontusunu yaptırır. Tufan serüveninin ve ölümsüzlüğün anlatıldığı destan inanılmaz bir sonla biter.