Faruk Duman’ın Yepyeni romanı Ve Bir Pars, Hüzünle Kaybolur’un kahramanı, yüksekokulu yarıda bırakmış, askerliğini yaptıktan sonra, annesinin ölümü üzerine çocukluğunu geçirdiği kasabaya dönmek zorunda kalmış bir genç. Günlerini ormanda gezintiler yaparak, bütün dikkatiyle doğanın sesini dinleyerek geçiriyor. Ta ki bir parsa, bir de çocukluk aşkı Ceren’e rastlayana dek...
“Zaman vakit, kendimi onun yerine koyduğum oluyordu. Pars, parçalanmış bir hayvandır. Geceleri ormanda dolaştığı vakit. Vücudunun her bir parçasını, orada onun yerine gözlerini dört açsınlar diye ormanın dört bir tarafında bırakırdı. Laf gelimi, bir tüy bir çalılığa takılır, hayvanın geçip gitmesinden sonra orada ansızın gözlerini açarak. Karanlığı onun yerine süzmeye başlardı. Bu, sadece tüyün bizzat çabasıyla oluşan bir şey değildi elbette. Her yanıyla görmeye, duymaya, koklamaya alışmış bir parsın, bizzat parçalarına verdiği bir armağandı. “
gizle